Soykırım tehditi, Ortadoğu coğrafyasında hâlâ güncel. 1914 sağ kalanlarının sığındığı, kaldığı Halep, Der Zor, Kesap ve nihayet Kamışlı çevreleri şu anda ciddi tehdit altında.
Binlerce OHAL mağduru gibi onlar da önemli ekonomik sorunlarla yüz yüze. Bir yandan adamın şirketine, kitaplarına, CD’lerine el koyuyorsun, sonra da sosyal kurumlar 'evini sat' diyor.
Helal olsun RTE, 1933 Mayıs’ında kitapları meydanlarda yakılan Thomas Mann’ın 'Lotte Weimar’da'sına, Alman İçişleri Bakanı'na el koydurttun ya! Valla senden korkulur!
Neden demokratik topluma geçmek zor ve sorunlu? Bunda otoriteryanizme karşı mücadele edenlerin de bir çeşit karşı-otoriteryanizm yaratmalarının rolü var mı?
HDP’nin bu seçimlerde AKP’nin dizini kırmaya öncelik vermesi, yanında, muhalefet blokunda Maçoğlu ve Alper Taş gibi adayların da başarılı olması, demokratikleşme süreci bakımından önemli.
Kemal Yalçın’ın 'Süryani Halk Kahramanı Şemun Hanne Haydo'yu yeni bitirdim. Kemal Yalçın da bence modern bir dengbêj.
180 yıllık bir çatışmanın, yani Tanzimat ile kayda kuyda bağlanan Reformlar süreci ile ona karşı İslami direnişin yeni bir merhalesi yaşanacak.
İstanbul/Konstantinopolis takıntısı, Kemalist ideolojinin uzantılarından biri. Galiba uzun yıllar İstanbul’u zahmetsiz aldıklarına kendileri de inanamadılar.
Beni alıp 60’lı yıllara götürdü bu hata. İkisi arasındaki ortak nokta, Almanya daha doğrusu Almanca… Biri Hamburg’da yaşar biri İstanbul’da…
Araştırmacı Ahmet Mücek: Bugün AKP faşizminin yol açtığı tahribat, başkanlık rejimi veya başka biçimlerde kuşaklar boyu devam edecek bir derinlik ve yaygınlığa sahip.
Gülten Akın’ın oğlu, ölüm cezası ile yargılandığı Mamak Toplama Kampı'ndaydı. Buna rağmen BASSAN’ın yasal sorumluluğunu üstlenecekti. Harekete biraz kızgın olduğu halde.
Son dönemde, herhalde Ergenekon çevresi ile yeniden flört yapma sonucu Ermeni fobisi yeniden tırmanışta. Elbette Kürt fobisine bulaştırılmadan olmaz.
Devletin engellemelerine karşın Mesrob’un Patrik seçilmesi, bir anlamda cemaatin yeniden onurlu bir duruşu sergilemesi ve birliğini sağlaması anlamına geliyordu.
1993 yılında düzenlediğimiz konferansta 'Niye mi şimdi Kürt sorunu üzerine konuşuyorum, çünkü 70’indeyim, artık korkmuyorum' diyecek kadar da açık sözlüydü.
Dersimli Bego’nun öyküsü, Dersim dramını çok etkiletici bir biçimde yansıtıyor. Yorgo Andreadis’in Pontoslu çocukların dramını yansıttığı, 'Tamama', 'Tolika', 'Temel Garip' gibi.
Türkiye’de sadece etnik arındırmalar yaşanmadı cumhuriyet tarihi boyunca, siyasal arındırmalar da yaşandı, on yıllık devresel tekrarlanmalar ile.
A. Kadir Konuk, çok değerli olan anılarını kitaplaştırdı. Baharda çıkacak bir aksilik olmazsa, memleketin hali malum.
Sırrı Özbek’in Namekan&Baba İshak'ın Uzun Yürüyüşü adlı son romanı bu kez bölgenin bir başka zenginliği olan Aleviliğin çarpıcı bir başkaldırısını konu alıyor, Selçuk 'Sultan'ına karşı.
Ahmet Mücek, 12 Eylül rejimini çözümleyen iyi araştırmalar yayınladı. Sırada bekleyen önemli bir çalışması, matbaadan yeni çıktı: 'Türkiye'nin tarihi ve ekonomik politik yapısı 1838-2016'
Şahverdi Polat halk şiiri geleneğini sürdüren ozanlarımızdan. Bu şiir geleneği aynı zamanda protestonun, başkaldırının ve direnişin sesi olmuştur yüzyıllar boyunca...
Fransa’nın Ermeni soykırımını tanımasında, devletlerin düzenlediği sözde 'diyalog' çabalarından bağımsız, aydınların, insan hakları ve STK'ların çalışmalarının büyük rolü oldu.
Londra’da British Museum’da son derece ilginç, önemli bir sergi açıldı. 'Ben Asurbanibal: Dünya Kralı, Assyria’nın Kralı…' başlığı altında.
Vercihan Ziflioğlu’nun matbaadan çıkmasını heyecanla beklediğim yeni çıkan kitabı 'Asırlık Sürgün/Beni Unutma Rusyam', beni alıp 60’lı yılların sonuna götürdü.
Svalbard adasını keşfettim. Ada Norveç’in ama, bir zamanlar Oslo, oradaki bir madenin işletme hakkını Sovyetlere vermiş. Gidince orada kendinizi zaman tünelinde hissediyorsunuz.
Ayşe Nur o mangal yüreklilerdendi. 12 Mart’ta evimiz hazır diyenlerdendi. 12 Eylül’den sonra da evini, yüreğini açmıştı. 56 yıl yaşadı, ama buna iki hayat sığdırdı.
İnönü, Deniz'lerin idamına karşı çaba harcadı. Ama bir noktada durdu. Ne tesadüf ise, İnönü’nün oğlu Ömer’in de olduğu bir uçak Deniz'lerin idamını engellemek amacıyla kaçırıldığında.
TİP, bağrında her kimliği her inancı sevgiyle, kardeşlik duygusu ile toplamıştı. Ve bir daha böyle bir birliktelik yaşanmadı. Düşünün ki, Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan da TİP üyesi idi.
Nazizm karşısındaki zaferden sonra, 1915 soykırımından sağ kurtulanlar, müttefiklerden, bu arada Moskova’dan vatanlarına geri dönüşün sağlanması için taleplerde bulunuyorlardı.
Şimdi aynı oyunu Suriye Kürdistan’ında görüyoruz: Kendine mecbur kılma. Peki, Türkiye Kürtleri ne hissediyor? Bunu seçim sonuçlarından anlayacağız.
Birbiri ile dalgalı çatışma halinde olan Arap, Türk, Pers milliyetçilikleri, Kürt mevzubahis oldu mu birleşiverir, birbirlerini sık sık sırttan hançerledikleri halde.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.