Avusturya Cumhurbaşkanı, hükümeti kurma görevini seçimin birincisi 'aşırı sağa' değil, merkez sağa verdi

Avusturya Cumhurbaşkanı, hükümeti kurma görevini seçimin birincisi 'aşırı sağa' değil, merkez sağa verdi
Cumhurbaşkanı Van der Bellen, 29 Eylül’de yapılan Avusturya genel seçimlerinden birinci çıkan FPÖ yerine merkez sağcı ÖVP'ye hükümet yetkisi vermesini, 'aşırı sağla' ilgili kaygılar ve diğer partilerin koalisyona yanaşmamasıyla gerekçelendirdi.

Artı Gerçek - Genel seçimlerden "aşırı sağcı" Özgürlük Partisi'nin (FPÖ) birinci çıktığı Avusturya'da, Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, dün FPÖ lideri Herbert Kickl'la görüşmesinin ardından, bugün hükümet kurma yetkisini merkez sağcı Halk Partisi'nin (ÖVP) lideri olan Başbakan Karl Nehammer'e verdi.

Avrupa şüphecisi, Rusya yanlısı FPÖ, tarihinde ilk kez 29 Eylül'de genel seçimleri kazandı. Ancak oyların yaklaşık yüzde 29'unu alan FPÖ'nün parlamentoda çoğunluğu sağlayamadığından koalisyon hükümeti kurma zorunluluğu vardı. Hollanda'da seçimin birincisi "aşırı sağcı" Geert Wilders'in başbakanlıktan feragat etme örneğini takip etmeyip FPÖ liderliğindeki hükümete başbakanlık edeceğini söyleyen Kickl, diğer partilerden ret yanıtı aldı.

Yeşiller'in eski lideri olan Van der Bellen (80), bugün televizyonda yayımlanan konuşmasında, partilerin pozisyonlarını değiştirmemesi ve Kickl’ın da başbakanlık görevinden feragat etmemesi nedeniyle "siyasi çıkmaz" oluştuğunu söyledi.

'DEMOKRASİYE DAİR KAYGILAR, AB KARŞITLIĞI, PUTİN'E YAKINLIK'

Cumhurbaşkanı, "FPÖ ile koalisyon kurulması durumda liberal demokrasiye yönelik kaygılar, Avrupa Birliği (AB) yanlısı tutumun yetersizliği, ekonomik durumun zarar görmesi, (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’e yakınlık, bu nedenle özellikle güvenlik alanında diğer ülkelerin sınırlı istihbarat paylaşımında bulunacak olmasına yönelik çekinceler, aşırı sağcıların ayrıştırıcı ve ötekileştirici dili, ırkçı, aşırı sağcı oluşumlarla arasına mesafe koymaması" gibi nedenlerle ÖVP ve SPÖ’nün FPÖ ile işbirliğine yanaşmadığını anlattı.

Daha önce kendi görev süresi boyunca Kickl'ın hükümete girmesi konusunda çekincelerini dile getirmiş olan Van der Bellen, seçimin birincisine koalisyon hükümeti kurma görevinin verilmesi geleneğine uyması gerekmediğini, çünkü hiçbir partinin FPÖ ile iktidar ortaklığı istememesinin benzeri görülmemiş bir durum olduğunu savundu.

'BİTİŞ ÇİZGİSİNİ İLK GEÇENİN HÜKÜMETİ KURMA HAKKI KAZANDIĞI BİR YARIŞ DEĞİL'

Cumhurbaşkanı, "Parlamento seçimi, bitiş çizgisini ilk geçen partinin otomatik olarak hükümeti kurma hakkı kazandığı bir yarış değil" diyerek ekledi:

"Bir partinin, tek başına iktidar olmak istiyorsa, yüzde 50 engelini aşması gerekir. Yüzde 10, 20 veya 30'a ulaşması yeterli değildir."

ÜÇÜNCÜ PARTİYE İHTİYAÇ VAR

"Parlamentodaki ikinci büyük partinin lideri Karl Nehammer'e hükümet kurma görevini veriyorum" açıklamasını yapan Cumhurbaşkanı, Nehammer'in üçüncü sıradaki Sosyal Demokratlar (SPÖ) ile görüşmeler yapması gerektiğini söyledi.

Ancak ÖVP ile SPÖ'nün bir araya gelebilmek için zenginlere vergi koyma gibi konulardaki önemli politika farklılıklarını aşmaları gerekecek. ÖVP ile SPÖ'nün birlikte parlamentoda sadece bir sandalyelik çoğunluğa sahip olmaları da koalisyon hükümetinin istikrarını tehlikeye atacak. Van der Bellen, iki ana partinin, bunun istikrarlı olup olmayacağını veya daha küçük bir üçüncü partiye ihtiyaç duyup duymayacaklarını açıklığa kavuşturması gerektiğini belirtti. Genel kanı, koalisyonun kurulması için liberal Neos gibi üçüncü bir partinin katılımının gerektiği.

'KAYBEDENLER KOALİSYONU' UYARISI

Öncesinde Kickl, partisinin hükümete girmemesinin demokratik olmadığını söyleyip diğer partilerin FPÖ'yü dışlayan bir "kaybedenler koalisyonu" kurmaması uyarısını yapmıştı. (Reuters, AA, Dış Haberler)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar