Atilla İlhan Edebiyat Ödülleri sahiplerine takdim edildi. Bu yıl ödüllere, şiir dalında 48, roman dalında ise 82 eserle başvuru yapıldı.
'Erkeksiz Kadınlar’ın İranlı yazarı Parsipur, her bir karakterde hem dönemin İran’ını, hem de böyle bir dönemde bu coğrafyada kadın olmanın ne menem bir şey olduğunu alegorik bir dille, sündürmeden anlatıyor.
Kıstırılmış, içine doğduğu normlar, alışkanlıklar, olgusal bilinç tarafından ihata edilmiş insanın resmi tarih, egemen ideoloji karşısındaki sorgulamasıdır "Karşı Roman". Bu sorgulamayı, zaman içinde kabaran an’lardan doğan yüzleşmeler sağlamaktadır...
Eleştiri diye tanımlanan kavram özellikle özne genç bir kadınsa -ki burada örnek Sally Rooney- eleştiriden çıkıp küçümsemeye, kale almamaya varıp içselleştirilmiş bir kadın düşmanlığına dönüşebiliyor.
"Asrın Örnek İnsanı", SRC Kitap'tan çıktı. Mahmut Alınak, güç odakları etrafındaki karakterleri yazdığı romanı için "Devlette, siyasette, mafyada ve siyasi İslam’da 'itibar sahibi' yüzlerce Münacettin var ve hayatı kirletmeye devam ediyorlar" dedi.
"Turuncunun Kıvamı", insanın ezeli ve ebedi yalnızlılığı, aidiyet arayışı ve kendini bulma çabasının bugünkü tezahürleri hakkında bir roman... Yalnızlığı kabullenmenin ve kendi iç dengemizi kurmanın bize kattığı gücü hatırlatıyor.
Futbolla edebiyat ne alaka önyargısının kuburuna düşmeme ramak kala daldım kitaba. “Ben ben” diye kafanızı şişirmeden öyle bir yazmış ki Metin Hoca, kitabın adına yakışır bir çıplaklık ve yalınlık hemen sarıp sarmalıyor sizi.
Kimi zaman fantastik kimi zaman duygusal bir hâl alan 'Dokuz', Güney Koreli yazarın dünyaya dair yeni bir perspektif geliştirme arzusunun bir karşılığı olarak da görülebilir.
2024 Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri'nin sahiplerini buldu. Atilla İlhan Roman Ödülü'nün bu yılki sahibi "Kimsenin Ölmediği Bir Cinayet Öyküsü" romanıyla Ali İpek oldu. Ödüller 7 Kasım'da gerçekleştirilecek törende sahiplerine takdim edilecek.
Marai, “Mumlar Sonuna Kadar Yanar” eserinde, iki dostun arasında geçen bir ihanetin izinden kırk yıllık bir hesaplaşmayı konu alıyor ve sanat, hayat, insanlar ve siyaset hakkında metinde yer verdiği belagatli yorumlarıyla okurları düşünmeye davet ediyor.
Özlem Şan'ın ilk romanı "Şugar", Parma Kitap'tan çıktı. Romanın baş karakterlerinden Alis’in ayakta ve hayatta kalma mücadelesi, neşesi, kendi evrenlerindeki dayanışma duygusu ve ortak dertleri okunmaya değer. Gerisini Özlem’in ağzından dinleyelim.
Figen Şakacı'nın İletişim Yayınları etiketiyle çıkan romanı "HınçAhınç"tan Usama Maksidi'nin Ortadoğu'daki mezhepçilik olgusunu modernizmin bir sonucu olarak ele aldığı "Mezhepçilik Kültürü" çalışmasına kadar 8 yeni kitap ile haftanın öne çıkan kitapları.
İyi bir öykü evreninde okur aynı zamanda dinleyicidir; sözcüklerle bestelenen müziğe kapılır, yaratılan atmosferin havasını koklar, karakterlerle satır satır oturup kalkarsınız. Cabir Özyıldız, öykülerinin her birinde saydığım adreslere giriyor...
Marie NDiaye, ‘Üç Güçlü Kadın’ isimli bu romanında, diğer eserlerinde olduğu gibi kadınlık hallerine, kadın mücadelelerine yer verdiği gibi, göç meselesine de edebi bir vurgu yaparak değinir.
Aşk ve Gurur (Pride and Prejudice) dizi oluyor. Romanın dizi uyarlaması Netflix'te yayınlanacak.
Fatma Nur Kaptanoğlu'nun kahramanı Bilge, umarım kulaklarında yankılanan bip seslerinin izinden kurtulup hayatına devam edebilir...İnsan, evinin açtığı yarayı iyileştiremese de, onunla yaşamayı, hatta onunla eğlenmeyi öğrenir. Önünde sonunda büyür yani.
Eylem Ata Güleç’i 'Uzak Değil' kitabıyla tanıdım. Tam üç yıl sonra 'Yanımda Kal' dedi okurlarına. Birbirine seslenen, bağlanan ve dağlayan öykülerin her birinde bir tanığın sesi, gözü ve dili kendi yatağından çıkarma çabası var.
Neler duymuşuzdur ama, ben şimdiye kadar böyle biri cezaevinde diğeri dışarıda iki yazarın böyle bir kitap yazdığını bütün dünyada hiç duymadım.
'Arafta Düet' romanının Selahattin Demirtaş'la birlikte ortak yazarlarından Yiğit Bener, Demirtaş'ın kitaplarını Diyarbakır'da okurlar için imzaladı. Bener, ikilinin ilk yüz yüze görüşmelerinin cezaevinde kitap çıktıktan sonra gerçekleştiğini söyledi.
Selahattin Demirtaş ve Yiğit Bener'in birlikte kaleme aldıkları "Arafta Düet" kitabının imza günü Diyarbakır'ın Sur ilçesinde gerçekleştirildi. Bener ve Başak Demirtaş'ın okurlarla buluştuğu imza günleri altı şehirde devam edecek.
Binet, Roland Barthes’ın ölümünden yola çıkarak kaleme aldığı romanda Fransız entelijansiyasının önemli isimlerine karakter olarak yer veriyor ve onların yazı ve dil meselesine dair düşüncelerini de harcına kattığı, sürükleyici bir metin ortaya çıkarıyor.
Bu köşede sadece ilk kitapla gözüme çarpanlar değil, her yazdıklarıyla ilk kitap heyecanı duyduğunu belli eden yazarlar da konuğum olacak. Öyle ya birbirimizi anlamak, meramımızı anlatmak için kullanmayacaksak bu bereketli dilimiz neye yarar?
Selja Ahava’nın 'Böcekleri Seven Kadın' başlıklı romanı insanın doğayla olan ilişkisini merkezine alan, lirik anlatımı ve doğaya atfettiği değerle dikkat çeken bir metin.
Mario Vargas Llosa, “Zor Zamanlar” isimli romanında, 1954 yılında CIA’in başını çektiği Guatemala askeri darbesinin arka planını anlatırken, gerçek hayattan esinlenerek yarattığı olaylar ve karakterleri eşliğinde sürükleyici bir metin inşa ediyor.
Gazeteci - yazar Rober Koptaş'ın ilk romanı 'Unufak' İletişim Yayınları etiketiyle okurlarla buluştu. Yazar ilk romanda göç, aile ve yoksulluk gibi temalar etrafında bir Ermeni ailenin üç kuşağının hikayesini anlatıyor.
Heller, Joyce’a nazire yaparcasına yaşlı bir adamın adını parlatma çabasını ele alıyor. Geçtiğimiz yüzyıldan bu yana, sanat ve ona dair beklentilerdeki değişimi mercek altına alarak kimi zaman kendi yetersizliğini ve vasat beklentilerini de taşlıyor.
Yılmaz Şener’le İletişim Yayınları'ndan çıkan yeni romanı 'Deng'i konuştuk. Şener, "Deng’in çıkış fikri, kimsenin hatırlamadığı bir günü yeniden inşa etmekti. O bir günü yazmak, aynı zamanda bir bellek inşa etmekti" dedi.
'Rüyası Bölünenler' romanındaki ifadeler gerekçe gösterilerek yargılanan ve romanı toplatılan yazar Yavuz Ekinci'nin davasında ilk duruşma bugün görüldü. Dosyadaki eksikliklerin tamamlanmasını isteyen duruşma savcısı, davayı 9 Aralık'a erteledi.
The Guardian'ın “Türkiye Hakkındaki En İyi Beş Kitap” seçkisinde çağdaş Türkçe edebiyatın önemli temsilcilerinden Latife Tekin'in "Sevgili Arsız Ölüm" romanı ve Ahmet Altan'ın Türkçede henüz yayımlanmamış "Dünyayı Bir Daha Göremeyeceğim" kitabı yer aldı.
Gazeteci yazar Rober Koptaş'ın ilk romanı 'Unufak' 13 Eylül'de yayımlanacak. Roman, 20. yüzyılın büyük olaylarının gölgesinde bir ailenin dünyasını takip ediyor.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.